İntihara Yönlendirme Suçu (TCK m. 84)
- Mehmet Fırat Subaşı
- 3 Nis 2022
- 4 dakikada okunur

İntihara yönlendirme fiili, tarih boyunca birçok toplumda suç olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise intihar eden değil, bir başkasını intihara yönlendiren kişiler cezalandırılmaktadır. İntihara yönlendirme suçu Türk Ceza Kanunu’nda 84. maddede düzenlenmiştir.
İntihar kavramı sözlükte; “Bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi” olarak tanımlanmıştır. Kişinin kendisini öldürmeye yönelik hareketleri neticesinde, ölüm meydana gelmediği takdirde intihar girişimi ya da intihara teşebbüsünden bahsedilir. İntihara yönlendirme suçu, aynı isimli madde kenar başlığı ile TCK m. 84’te düzenlenmiştir. Kanun metni şu şekildedir:
“(1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.”
765 sayılı mülga TCK’nda ise cezalandırılan fiil intihara ikna ve yardım etmedir. 765 sayılı mülga TCK’nun 454. Maddesi şu şekildedir:
“İntihara İkna ve Yardım Suçu” düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Birini intihara ikna eden ve buna yardım eden kimse, müntehirin vefatı vuku bulduğu takdirde, üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur.”
Burada failin, intihar fiilini gerçekleştiren kişiyi hem ikna etmesi hem de bu fiili gerçekleştirmesine yardım etmesinin bir arada aranması, suçun uygulanabilirliğini oldukça güç bir hale getirmiştir.Bu şartlara ek olarak mağdurun ölümünün gerçekleşmesi de suçun oluşmasının ön şartıdır.
İntihara yönlendirme suçunun faili herkes olabilir. Anayasa m. 38 ve TCK m. 20 hükümlerine göre ceza sorumluluğu şahsi olup, ceza hukukunda fail yalnızca gerçek kişi olabilir.
Suçun mağduru, intihara yönlendirilen kimsedir. İntihara yönlendirme suçundan sorumluluğun doğabilmesi için, bu kişinin işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılayabiliyor olması aranmaktadır. Bu şartları taşıyan herkes bu suçun mağduru konumuna gelebilir.
İntihara yönlendirme suçunun konusu insan hayatıdır. Ancak intihara yönlendirme suçunun gerçekleşmesi için ölüm neticesi aranmamaktadır. Bu anlamda intihara yönlendirme suçu bir soyut tehlike suçudur.
İntihara yönlendirme suçu, seçimlik hareketli bir suç türüdür. Buna göre fail, bu seçimlik hareketlerden birini veya birkaçını gerçekleştirmiş olabilir ve her halükarda yalnızca bir suç oluşacaktır. Söz konusu seçimlik hareketler ise başkasını intihara azmettirmek, teşvik etmek, başkasının intihar kararını kuvvetlendirmek ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmek olarak sayılmıştır.
İntihara yönlendirme suçunda, mağdurun ölmesi suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halidir. Suçun temel halinde mağdurun ölmesi aranmamaktadır. Bu anlamda intihara yönlendirme suçu bir sırf hareket suçudur.
Suçun manevi unsuru genel kasttır. Failin herhangi bir saikle veya amaçla hareket etmesi ancak TCK m. 61’e göre yapılacak değerlendirmede göz önünde bulundurulabilir.
İntihara yönlendirme suçu açısından hukuka uygunluk nedenlerinin uygulanması mümkün gözükmemektedir. Ancak burada ötanazi konusuna değinmekte fayda vardır. Aktif ötanazi Türk hukuk sistemi içerisinde kasten öldürmeye karşılık gelen bir eylem olarak değerlendirilmektedir ve dolayısıyla yasal bir dayanağı da yoktur. Pasif ötanazi ise, hareketsiz kalarak ölüm sonucunu meydana getirmektir. Olumsuz bir fiille yapılan ötanazidir. Burada olumsuz fiilden anlaşılması gereken şey hastanın tedaviyi kabul etmemesi ya da tedavi için alınan ilaçları almayı bırakmasıdır. 01.08.1998 tarih ve 23420 sayılı Hasta Hakları Yönetmeliği m. 25’te hastanın tedaviyi red hakkı düzenlenmiştir. Pasif ötanazinin bu açıdan meşru sayıldığı kabul edilmektedir. Böyle bir durum karşısında söz konusu hastaya bakan bir doktor, yukarıda bahsedilen tipe uygun hareketleri gerçekleştirmediği sürece intihara yönlendirme suçundan sorumlu olmayacaktır.
İntihara yönlendirme suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulama alanı bulması pek olası değildir. Maddenin ikinci fıkrası, suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış halidir. Bu fıkra üzerinde bir değerlendirme yapılacak olursa, intiharın gerçekleşmesi ve mağdurun ölmesi bakımından failin en azından taksirle sorumluluğu söz konusudur. İntiharın gerçekleşmemesi durumunda ise maddenin ilk fıkrası uygulama alanı bulmaktadır. Sırf hareket suçlarında kural olarak teşebbüs mümkün değildir. Burada teşebbüs ancak azmettirme ve teşvik gibi hareketlerin mağdura ulaşmadan önlenmesi durumlarında söz konusu olabilecektir.
İntihara yönlendirilen kişiler belirlenebilir olduğu durumlarda zincirleme suç hükümleri uygulama alanı bulabilir. Ancak bu kişilerin belirsiz ve birden fazla olması durumunda 3. fıkra hükmü değerlendirilmelidir. Maddenin son fıkrasına göre ise işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenlerin, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacağı belirtildiği için, TCK m. 43/3 gereği intihara yönlendirme suçu bakımından zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır.
Suçun temel halinin cezası iki yıldan beş yıla kadar hapistir. İntiharın gerçekleşmesi durumunda, fail dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 3. fıkrada belirlenen fiili işleyen fail, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 4. fıkra hükmü gereğince fail, kasten öldürme suçuna göre cezalandırılacaktır. Buna göre bu suçun yaptırımı ise müebbet hapistir.
Suç şikayete tabi değildir, dolayısıyla resen soruşturulacaktır. İlk 3 fıkrada belirlenen fiilleri işleyen failler asliye ceza mahkemesinde, 4. fıkrada belirtilen fiili işleyenler ise ağır ceza mahkemesinde yargılanacaktır. Suçun dava ve ceza zamanaşımı süreleri her fıkrada belirlenen cezaların üst sınırı üzerinden, TCK m. 66 ve 68’e göre hesaplanarak tespit edilecektir.
Türk Cez Kanunu'nda tek bir maddede düzenlenen intihara yönlendirme suçu, çeşitli unsurlarla iki yıldan müebbet hapse kadar hapis cezası yaptırımı altına alınmıştır. Uygulamada; maddenin her bir fıkrasının dikkatle incelenmesi, çok farklı fiil ve sonuçları bünyesinde barındırdığı için oldukça elzemdir.
Comments